Greif işçileri 45
gündür Greif fabrikasında işgaldeler. Bizde Marksist Fikir Topluluğu olarak
onları ziyaret ettik. Onlarda bizimle röportaj yapmayı kabul ettiler.
Merhabalar. Öncelikle
röportajı kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. İsterseniz önce sizleri
tanıyalım.
Emel Özüm. Müzeyyen
Balcı.
Direniş
nasıl ve neden başladı kısaca anlatabilir misiniz?
-Direnişin başlama
sebebi aldığımız ücretler, geçim zorlukları ve zor yaşam şartlarıydı. Bir seneden
beri süren sendikalaşma çalışmaları vardı. Tabi bu kadrolu çalışanlarda
başladı. Ben taşeronda çalışıyorum. Bir senedir sürekli üye yapma çabaları
vardı, arkadaşlarımızın gece gündüz vaktini ayırdığı toplantılar yapıldı,
sendikalaşma süreci, üyelikler oldu. İlk 228 kişiyle sendika başvurusu yapıldı ve
bu kabul edildi. Direnişe geçmemizin sebebi ise 10 Şubatta yapılan toplu sözleşme
aşamasında sürecin tıkanmasıydı. Bunun sonucunda fabrikayı işgal ettik, direnişe
geçtik. Patronlar isteklerimizin hayalden ibaret olduğun, kabul etmeyeceklerini, olamayacağını,
gerekirse arkadaşlarımızı işten çıkaracaklarını söylediler. Bu konuşmadan sonra
fabrikayı işgal etmeye karar verdik. Yasal bir süreç değil biliyoruz ama fiilen
böyle bir işgal gerçekleştirdik.
Peki
bu direniş nasıl örgütleniyor?
-En başta fabrika
komitesi kuruldu, bölüm komiteleri var. Fabrika komitesinde güvenlik komitesi
var. Fabrikanın güvenliğinden sorumlu olan, her yerinde güvenlikte duran
arkadaşlarımız var. Bir taban örgütlülüğü var, burada bir karar alınacağında
fabrika komitesi toplanıyor. 58 kişiden oluşuyor ve her bölümden 2-3 kişinin
katılımıyla kuruldu. Bir karar alındığı zaman ya da bir şey yapılacağı zaman komiteden
herkese danışıp tartışarak kararlar alınıyor. Ondan sonra bölüm komitesinde
olanlar kendi bölümündeki arkadaşlara bildiriyorlar. Zaten bir oylama oluyor,
oylama sonucunda kararla alınıyor. Bu zamana kadar olumsuz bir karar alınmadı,
herkesin istekleri belliydi.
Sendikanızın
bağlı olduğunuz DİSK’in tavrı nasıldı?
-Başından beri
yanımızda değillerdi, kendileri de internet üzerinden yaptıkları açıklamalarla
bunu açıkça belirtiyorlar. İlk gün zaten direnişin başlamasından 1 saat sonra
bundan haberleri olmadığını, onlarla ilgili bir durum olduğunu söyleyen bir
açıklama yaptılar. Biz kaldırılmasını talep ettik ama tabi kaldırılmadı.
Arkadaşlarımızda Şirin evlerde DİSK tekstile ve Şişli’ye gittiler ve baskılar
sonucunda bu yazıyı kaldırdılar. Sonra onuncu gün ziyaret geldiler ama onun
haricinde hiçbir şekilde maddi ve manevi hiçbir destekleri olmadı, bugünlere
kadar kendi çabalarımızla ve dışarıdan gelen desteklerle geldik, direnişimizi
sürdürdük. Ve hala 38-40 güne kadar bir destekleri yoktu, aleyhimize yazılar
paylaşarak, arkadaşlarımıza mesajlar yollayarak tavırlarını belli ettiler. Biz
artık bunun böyle olmayacağını, disk bize sahip çıkmayacaksa bizim DİSK’e sahip
çıkacağımızı, DİSK’in bizim olduğunu onlara göstermek için orada bir nöbetleşme
kararı aldık. İlk 8 arkadaş gittiğinde onlara tepkileri çok sert oldu, onları
oradan atmak istediler sopalarla ve hakaret ederek saldırdılar. Ama Dudullu da
olan arkadaşlarda oraya gidince geri adım attılar. Bu nöbetleşme iki-üç gün
sürdü, sonra bizle bir anlaşma yapmak istediler. Biz bundan sonra her şekilde
yanınızdayız ama oradaki arkadaşlarınızı çekin dediler. Orada, DİSK genel
merkezinden, DİSK tekstilden ve bizim temsilcilerimizden oluşan bir komite
oluşturuldu. Artık bundan sonraki süreç işçiler arasında ilerleyecek. En son
pazartesi yönetimle Disk arasında bir görüşme oldu. Yönetim o fabrikanın
kapatıldığını, oradaki işçilerin çıkartıldığını öne sürmüş. DİSK de sözde
tavrını koymuş. Onun haricinde birkaç gün sonra yine görüşme yapacaklarını
söylemişler. Ve eğer oradan bir olumlu cevap gelmezse, Şirketin yurtdışındaki
sahipleriyle görüşeceklerini söylediler. Yani sadece 4-5 gündür bizim
yanımızdalar.
Peki
tekstil nöbetleri hala devam ediyor mu?
-Hayır 3 gün sürdü.
Öncelikle
Grief bize başarılı işçi direnişlerini hatırlatıyor, aklımıza 15-16 haziran
direnişleri tekel örneği geliyor. Çok şanlı direnişlerdi. Tekel direnişinde
işçiler 78 gün çadır kurdular, politik süreci etkilediler. Aynı zamanda
sendikaların onlara karşı tavırlarını da etkiler. Biz bunları Grief’te de
hatırlıyoruz ve çok şanlı bir direniş olduğunu düşünüyoruz. Ama DİSK’in
yaptıkları, sadece DİSK’te değil diğer
sendikalarda da örneklerini gördük , direnişlerin önüne ket vurmak gibi bir
tavırları var. Biz işçilerin sendikalarda örgütlenmesini söylerken,
sendikalardan bürokratik sebeplerden dolayı işçilerin önünde bir ket
oluşturuyorlar. Siz bu konuyla ilgili, işçi sendika ilişkisi ve bürokratik
yapılanmayla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Sendika ve patronun yapacağı her şeye karşı
biz buradayız. 45 gündür buradayız. Belki daha uzun sürer ama onların bütün
oyunları ortaya çıktı. Sendikanın, yönetimin. Herkes her şeyi gördü. Bundan sonra sendikaya güvenir miyiz? Ben
kendi adıma ben onlardan bir şey duyduğumda on kere düşünüyorum. Ama sonuçta
sendikada üyeliğimiz var, hiçbir şekilde
onlara karşı tavır almıyoruz. Sendikanızı değiştirin gibi teklifler alıyoruz.
Biz sendika değiştirmek istemiyoruz. Biz DİSK Tekstili bu güne kadar getiren
sebepleri yaşatmak istiyoruz. DİSK tekstilin amacını yaşatmak istiyoruz.
Sendika bize sahip çıkmazsa biz onlara sahip çıkıyoruz. Biz onları ayakta
tutmak istiyoruz. Ama biz onlara arkamızı dönünce bizi hançerliyorlar. Bundan
sonraki süreçte Onlar bize destek olur mu bilmiyoruz ama sendika bir şey yapsa
da yapmasa da direnişimiz den vazgeçmiyoruz. Bizler işçiyi her şeyi üreten
sendikayı buraya sokan sendikayı burada yönetecek olan da biziz. Artık onların
bizimle anlaşmaya çalışıp anların bize gelmesi gerekiyor.
Sendikalardaki
taban örgütlülüyle ilgili ne düşünüyorsunuz? DİSK’in burada kaç üyesi var?
-Burada çok iyi bir
örgütlülük var. Toplamda 600 işçi
örgütlü. Dudullu da 80 işçi, geri kalanı bu fabrikadan. Sendikanın örgütlenme
çalışması yapmasına gerek yok Her şey o kadar süper işliyor ki aksine sendika
bu örgütlülüğe sahip çıkmıyor.
Toplumsal
muhalefetin size yaklaşımı nasıl? Destek görüyor musunuz?
-Eğitim sen 6 No’lu
maddi manevi destek oluyor. Diğer sendikalarda geliyor. Başka kurumlar geliyor DİSK
gelmiyor. Bu bizi çok rahatsız ediyor. Dayanışma için Ankara’ya gittik. Pazar günü bir forum vardı. Gitmişken iki
günlük plan yaptık.Bütün sendika kurumlarını gezdik. DİSK genel merkezi
haricinde. DİSK genel merkez ilk gün gayet teşvik edici konuşmalar yaptı. İkinci
gün tepkileri daha farklıydı biz biliyoruz ki daha sonra buradaki tekstil
şubeleriyle görüştüler sonra orada sorunlar oldu biz yine onlardan yanımızda
olmasını rica ettik ama basın toplantımızda yanımıza gelmediler. Pek problem
değil. Bekliyorduk. KESK’in kurumlarını gezdik oradaki tepkiler çok iyiydi.
Sonuçları hemen belli olmaz ama bir iki gün içinde belli olur. Tutumlar çok
güzeldi. Başından beri takip ettiğini söylediler belliydi zaten yanımızda
olacaklarını söylediler. Her yerde olduğu gibi Ankara’da da Greif işçileriyle
dayanışma platformu oluşturmuşlar. KESK’in sendika kurumlarından katılanda var
diğer kurumlarda var. Toplantılar yaparak iki haftadır Greif’e ne tür bir
yardımımız olur maddi manevi orada bir sorun oluştuğunda biz burada ne
yapabilir çok yoğun bir çalışma var. Biz hayran kalıyoruz. Dünkü toplantıya
bizde katıldık. Herkesin öyle bir çabası var ki hem kendileri çalışıyorlar hem
bunu bize gösteriyorlar.
Disk’in
göstermelik de olsa maddi bir katkısı oldu mu şu güne kadar?
-Genel merkeze ilk
gittiğimiz gün bizim yanımızda olduklarını söylediler. Bizimle dayanışma ve
yardımlaşma içinde olduklarını söylediler. Ama biz somut olarak 45 gündür
hiçbir şey duymadık. Bir sefere mahsus yemek yardımında bulundular. Toplu halde
sandviç gönderdiler. O da göstermelikti.
Bir de genel merkezde
şöyle bir yaklaşım var. Siz DİSK Tekstille bir çalışma yürütmeye başladınız bir
komite kurdunuz. Hala niye onları karşınıza almaya çalışıyorsunuz. Biz onları
karşımıza almaya alışmıyoruz. Aksine yanımıza çekmeye çalışıyoruz. Niye karşı olalım.
Sonuçta DİSK Tekstil işçilerin. İşçi sınıfının, bizim sayemizde oralara
geldiler. Oradaki yönetim bizim sayemizde oraya geldi. Biz olmasak onlar da
olmaz. Onların bize karşı neden taraf aldığını da hala anlamış değiliz. O
açıdan maddi desteği bırakın en küçük bir manevi destek bile görmedik.
45
gündür buradasınız. Geceleri nöbet tutuyorsunuz. Gündüzleri büyük oranda
buradasınız. Hiçbir şekilde fabrikayı boş bırakmıyorsunuz. İhtiyaçlarınızı
nasıl karşılıyorsunuz?
-Buradaki ihtiyaçları
gelen yardımlarla gideriyoruz. Birçok yerde bizim için stant açıldı.Erzak
geliyor. Hazır yemek geliyor. Direk nakit yardımı geliyor
Bir
buçuk ay geçti direniş başladığı günden itibaren. Burada atmosfer hala çok
canlı. Siz bu atmosferi nasıl değerlendiriyorsunuz. Moral motivasyon ne durumda?
-İlk bu direniş
başladığında ben bu kadar umutlu değildim. Ben 7 senedir bu fabrikadayım .
Birçok kez burada çalışan işçilerin düşünüp de hayata geçiremediği bir şey
gerçekleşiyor şu an burada. Ama belki şu an direnişin ilk gününden daha da
azimliyiz. Çünkü yönetim olsun,taşeron patronların olsun yaptıklarını insanlar
bunu görünce biz çok bir şey istemiyoruz çok cüzi bir maaş her iş yerinin
sendikasız bile verebileceği şeyler buranın kazancı bizim istediklerimizin çok
fazlasını da verir. Yönetimin işleri böyle zorlaştırması buradaki insanları
daha hırslandırıyor. Bütün arkadaşlarımızın dediği biz terk etmiyoruz. Bu
fabrika bizim. Bizi dışarı atamazlar.Şöyle duyumlar da alıyoruz. Bir baskın
olabilir. Polis müdahalesi olabilir. Böyle bir şey bekliyoruz. Buna
hazırlıklıyız. Hatta güvenlik komitesi oluşturduk. Çok güzel bir örgütlülük var
burada. Bu örgütü hiçbir güç kıramaz. Burayı kapatsalar bile Dudullu’daki, Samandıra’daki,
Sultanbeyli’deki fabrikalara hiçbir şekilde üretim yaptırmayacağız. Burada
bizim haklarımız çalınıyor. Taleplerimizin çok fazla olmadığını herkes biliyor.
Eğer bizim haklarımızı yiyebileceklerini sanıyorlarsa bizi çıkarmayı
planlıyorlarsa hiçbir şekilde üretimlerine izin vermeyeceğiz. Gerekirse
oralardaki fabrikaları da işgal edeceğiz.
İşçilerin
hala böyle motive olmuş olması bizi çok umutlandırıyor. Greif örnek bir direniş
örneği olarak tarihe geçecek. Başka taşeron işçilere başka mücadele etmek
isteyen işçilere nasıl yol gösterebilirsiniz?
-Önemli olan taban
örgütlülüğüdür. Bunu yapmaları için de herkesin kendi haklarının kendi çalınan
emeklerinin farkında olup bunu cesaretle sahip çıkmaları. Bu öz güvene sahip
olmaları. Greif’ten sonra birçok yerde direniş oldu. Zam taleplerini kazananlar
oldu. Bunlara bence kanmasınlar. Bu direniş bittikten sonra patronlar yine aynı
şeyi yapacaklar. Bunu çok iyi biliyoruz. Burası kapatıldı veya onlar işten
atıldı hiç bir şekilde haklarını alamayacaklar diye kimse düşünmesin. Bugüne
kadar bir şeyler kazanıldıysa hep bu mücadeleler sayesinde. Susmanın hiç bir
anlamı yok. Cesaretlerini toplamaları gerekiyor. Burada sömürülen hakları
yenilen emekleri gasp edilen ezilen işçiler bir yerde bunlara dur demek
gerekiyor. Burada güzel bir direniş var ilk günkü gibi devam ediyor. Biz isteriz
ki bu Hadım köy çevresinde sanayi bölgesinde iki üç fabrika daha direnişe geçsin.
Bizim asıl amacımız taşeronluğun kalkması. Bu mücadeleler bunu sağlayacaktır. Zaten
bu gidişle seçimden sonra taşeron artık yasal olacak. Bugün susarsak yarınlar
için çok geç olacak.
Çok
teşekkür ederiz.
-Biz teşekkür ederiz.
Biz Marksist Fikir
Topluluğu olarak Greif işçilerinin sonuna kadar destekçisiyiz. Böylesi bir
süreçte DİSK’in yaptığı ihanet bizi şaşırmamaktadır. Sendikalar işçilerindir,
bürokratların değil! Greif işçilerinin sendikalarına sahip çıkmaları ve taban
örgütlülüğü işçi sınıfının tarihinde örnek direnişlerden biri olacaktır. DİSK’i
yaratan işçiler yine bir tarih yazıyor ve olmazı olduruyorlar.
Patronlarla uzlaşan
sendika istemiyoruz! Yaşasın sınıf dayanışması!